Ölmüş bir yıldızın etrafında dönen gezegenler bulundu
James Webb Uzay Teleskobu (JWST) muazzam mesafelerdeki nesneleri görüntüleyerek geçmişe bakma konusunda kendini zaten kanıtlamıştı ancak yaptığı yeni bir keşifte Güneş sisteminin uzak geleceğine görmüş olabilir. Zira JWST, ölmüş bir yıldızın etrafında dönen gezegenler buldu. Son derece nadir rastlanan bu olay, bir gezegen sisteminin yıldızı öldükten sonra neye benzediğini görmek için ilk şansımızı sunuyor.
GERÇEKLEŞEN OLAY SON DERECE NADİR
Donanımhaber’de verilen ayrıntılara göre JWST, iki farklı ölü yıldızın ya da “beyaz cücenin” yörüngesinde dönen iki Güneş dışı gezegenin ya da “ötegezegenin” varlığını gözlemledi. Gezegenler sadece Güneş sisteminin gaz devleri Jüpiter ve Satürn’e güçlü bir şekilde benzemekle kalmıyor, aynı zamanda beyaz cüceler Güneş’in gelecekteki kaderiyle de benzerlik gösteriyor.
Öte yandan beyaz cüce yıldızların etrafında çok az sayıda gezegen keşfedilmiş durumda. Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş olan araştırmanın başyazarı ve Uzay Teleskobu Bilim Enstitüsü’nde astronom olan Susan Mullal yaptığı açıklamada, “Bu iki aday gezegenle ilgili olağanüstü olan şey, sıcaklık, yaş, kütle ve yörünge ayrımı bakımından dış Güneş sistemimizdeki gezegenlere daha önce bulunan tüm gezegenlerden daha fazla benzemeleri” dedi.
Keşfedilen gezegenler WD 1202-232 ve WD 2105-82 olarak adlandırıldı. Bu gezegenler JWST’nin Orta Kızılötesi Aracı (MIRI) tarafından doğrudan gözlemlendi. Bunlardan biri beyaz cüce ev sahibinden Dünya ile Güneş arasındaki mesafenin yaklaşık 11,5 katına eşit bir mesafede yer alıyor. Diğer aday ise yıldızından daha uzakta, gezegenimiz ile Güneş arasındaki mesafenin yaklaşık 34,5 katı uzaklıkta yer alıyor. Bilim insanlarının Jüpiter’in 1 ila 7 katı arasında olduğunu tahmin ettikleri gezegenlerin kütleleri şu anda belirsiz durumda.
Güneş, yaklaşık 5 milyar yıl içinde çekirdeğinde meydana gelen nükleer füzyon süreçleri için yakıt kaynağını tükettiğinde, kırmızı bir dev haline gelecek. Yıldızın dış katmanı o kadar genişleyecek ki Merkür, Venüs, Dünya ve muhtemelen Mars’ın kendisini yutacak. Bu genişleme evresi bittiğinde ise geriye etrafı gezegenimsi bulutsu ile çevrili oldukça küçük olan beyaz cüce kalacak.
Dolayısıyla JWST’nin bu doğrudan keşfi (yani direkt gezegenleri fotoğraflaması) esasında böylesi bir sonda Jüpiter ve Satürn’e ne olabileceğine dair ipuçları veriyor. Bu keşif aynı zamanda daha fazla inceleme olanağının da önün açıyor. Bilim insanları artık gezegenlerin atmosferlerinin bileşimi gibi şeyleri araştırmaya başlayabilecek ve gezegenlerin kütlelerini ve sıcaklıklarını doğrudan ölçebilecekleri.