Güney Kıbrıs’ta faşist gruplar sokaklara dökülerek mülteci ve göçmenleri hedef alan saldırılar düzenledi. 200’den fazla eylemci, 1 Eylül Cuma günü liman kenti Limasol’da mülteci ve göçmen karşıtı bir miting için bir araya geldi. Miting sırasında ve sonrasında yaşanan şiddet olaylarının ardından çok sayıda kişi gözaltına alındı.
Bu olay, polisin Baf’ta daha önce göçmen ailelerin sığındığı bir bina kompleksini boşaltma girişiminden birkaç gün sonra yaşandı. Baf’taki olaylar, özellikle göçmenlere yönelik saldırılar, Kıbrıs’ta yabancı düşmanlığı tartışmalarını beraberinde getirdi.
‘KIBRIS HELEN’DİR’ SLOGANLARI ATILDI
Limasol’daki mitingin başlamasından dakikalar sonra “Kıbrıs Helen’dir” sloganları atıldı, faşist bir grup bölgede yaşayan halka, mültecilere ve iş yerlerine saldırmaya başladı. Polis, faşist grubun saldırılarına müdahale etmezken bazı kişiler saldırılardan kaçmak için denize atladı. Saldırılar sonrası küçük bir bakkal dükkanının tahrip olduğunu gören bir kişi kameralar önünde ağladı. Grup, basın mensuplarına da saldırdı.
Limasol’daki şiddet olaylarının kısa sürede kontrol edilemez boyutlara ulaşması üzerine Kıbrıs hükümeti olaya müdahale etti. Başkent Lefkoşa’dan gönderilen destek kuvvetleri ve bir TOMA aracıyla, olaylara müdahale eden Kıbrıs Polisi onlarca kişiyi gözaltına aldı. Olayların yatışmasının ardından polis, olay ve hasar raporları oluşturmaya başladı. Kırılan camlar, göçmenler tarafından işletilen iş yerlerinin yağmalanması ve hasar gören kamu mallarına ilişkin raporlar, şehrin durumunu gösteren tabloyu ortaya koydu.
HÜKÜMETTEN OLAĞANÜSTÜ TOPLANTI: ‘SORUN GÖÇÜN ÖTESİNE GEÇTİ’
Limasol’daki olaylardan sonra Kıbrıs’ta geniş toplum kesimlerinin tepkisi sosyal medya ve geleneksel medya kuruluşlarında dile getirildi. Lefkoşa’da, Cumhurbaşkanı Nikos Hristodoulidis başkanlığında hükümetin ilgili birimleri acil olarak toplandı.
Cumhurbaşkanı Hristodoulidis, bu toplantıda polisin faşist saldırıları önleme ve kontrol altına alma konusundaki başarısızlığını kabul etti. Olayları ‘utanç verici’ olarak nitelendiren Hristodoulidis, sorunun göçün ötesine geçtiğini vurguladı. Ayrıca, ülkenin vatandaşları ve turistleri için güvenliği sağlama konusundaki zorluklara değindi. Şiddet olaylarının ardından Adalet ve Kamu Düzeni Bakanı’nın görevden alınması da talep edildi.
MUHALEFETTEN TEPKİ: ‘KIBRIS’IN AYIBI’
Limasol’daki olay, münferit bir saldırı değil. Kıbrıs’ta mülteci ve göçmenlere yönelik saldırı ve şiddet bir süredir devam ediyor. Son olarak, ırkçı bir grup, dün gece motosikletli kuryelere saldırmayı sürdürdü. Bazı kuryelerin ırkçı grubun hırsızlığına da uğradığı ifade edildi.
Öte yandan, adı açıklanmayan bir Körfezi ülkesinin, turistlerinden birinin saldırılarda ağır yaralanmasının ardından Kıbrıs’a diplomatik nota gönderdiği bilgisi de basına yansıdı. Muhalefet partileri de hükûmeti sert sözlerle eleştirdi. Ana muhalefet partisi AKEL’in Genel Sekreteri Stefanos Stefanu, saldırıları kınayarak bunları “Kıbrıs’ın ayıbı” olarak nitelendirdi.
LİMASOL’DA ‘BARIŞ İÇİN YÜRÜYÜŞ’
Limasol’da yaşanan ırkçı saldırıların ardından kentte yaşayan 500’den fazla kişi cumartesi günü sokaklara dökülerek barış ve dayanışmayı savundu. Grup, Limasol’un eski liman bölgesinde “Barış için Yürüyüş” düzenleyerek, birlikte yaşama ve dayanışma mesajı verdi. Eylemciler, Kıbrıslılar ve göçmenler arasındaki dayanışmayı ve barışçıl birlikte yaşamı teşvik etmek istediklerini belirtti. Benzer gösteri çağrıları, bugün ve ilerleyen tarihler için de sosyal medya üzerinden yapılmaya devam ediyor.
YEŞİLLER VEKİLİNDEN ‘YABANCI DÜŞMANLIĞI’ UYARISI
Öte yandan, Rum tarafından birçok uzman, ırkçı saldırılardaki artışın, faşist parti Elam ve diğer popülist politikacılar tarafından yayılan tehlikeli söylemlere atfedilebileceği görüşünde. Yeşiller milletvekili Alexandra Attalides, seçimlerde elde edilen kazanımlar için yabancı düşmanlığının normalleştirilmesinin önemli bir endişe kaynağı olduğuna dikkat çekti. Kıbrıs Rum basınına konuşan Attalides, toplum için uzun vadeli tehlikelere vurgu yaparak bu tür duyguların kışkırtılmasına karşı uyarıda bulundu.
